israil-ordusu-bat-eriaya-ikinci-kez-girdi

İsrail Ordusu Batı Şeria’ya İkinci Kez Girdi

İsrail ordusu, Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasının ardından 21 Ocak’ta Cenin kentine başlattığı saldırıyı genişleten ve şiddetlendiren bir hamle yaptı. 2002’den bu yana ilk kez tanklarla Batı Şeria’ya giren İsrail, bölgenin kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı’na baskın düzenledi. Bu olay, 23 yıl sonra ilk defa gerçekleşti ve Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından “tehlikeli bir tırmanış” olarak nitelendirildi.

Gazze’de yaşanan ateşkes ve esir takası anlaşmasının yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, Cenin kentine yaptığı saldırıyı genişleterek Cenin kenti yakınlarındaki köylere de saldırılar düzenledi. Bu durum Filistin halkı için endişe verici bir gelişme olarak kabul edildi ve uluslararası topluma “Filistin halkına yönelik devam eden saldırıları durdurmak için acilen harekete geçmeleri” çağrısı yapıldı.

Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail ordusunun Batı Şeria’da silahsız sivillere karşı tank kullanmasını kınayarak, bu durumu “bariz bir girişim” olarak nitelendirdi. Bakanlık açıklamasında, işgal güçlerinin Batı Şeria’daki sivilleri hedef almasının soykırım ve zorla yerinden etme savaşını sürdürmeye yönelik bir eylem olduğu vurgulandı.

İsrail’in Batı Şeria’nın kuzeyine tanklar göndermesi, Filistin halkına yönelik saldırıları genişletme ve derinleştirme amacı taşıdığı belirtilirken, özellikle Batı Şeria’nın kuzeyinde ve mülteci kamplarında yaşayan sivillerin hedef alındığı ifade edildi. Bu durum, bölgedeki gerilimin artmasına ve sivil kayıpların yaşanmasına yol açabilir.

Uzmanlar, İsrail ordusunun Batı Şeria’ya ikinci kez girişinin bölgedeki istikrarsızlığı artırabileceğine dikkat çekiyor. Bu tür askeri müdahalelerin uzun vadeli barış ve istikrar açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtilirken, uluslararası toplumun bu duruma müdahale etmesi gerektiği vurgulanıyor.

Sonuç olarak, İsrail ordusunun Batı Şeria’ya ikinci kez girişi, bölgedeki gerginliği artıran ve sivil kayıplara yol açabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bu tür askeri müdahalelerin uzun vadeli barış ve istikrara zarar verebileceği göz önünde bulundurularak, uluslararası toplumun bu konuya duyarlı bir şekilde yaklaşması önem taşıyor.