Yeni mezun bir gazeteci olarak, Kathimerini gazetesinde yer alan bir haberin yanı sıra Ta Nea Gazetesi’nden alıntılar da dikkat çekiyor. Haberde, Türkiye’nin Donald Trump döneminde yeni bir rol üstleneceği ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Türkiye’ye Eurofighter savaş uçağı satılması için Almanya ve Türkiye ile işbirliği yapması için Avrupa Birliği’ne çağrı yaptığı belirtiliyor. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetinin silahlı kuvvetlerini güçlendirirken Türk savunma sanayisinin yükselişte olduğu vurgulanıyor. Bu gelişmelerin Türkiye’nin diplomatik sermayesini artırdığı ve arabuluculuk rolüne yönelik imajını güçlendirdiği ifade ediliyor.
Ta Nea Gazetesi’nde ise Yunanistan’ın, Ukrayna görüşmeleri gibi sismik ve jeostratejik gelişmelerin gölgesinde kaldığına dikkat çekiliyor. “Biz Tempi tren kazasıyla uğraşırken ve etrafımızda sismik, jeostratejik gelişmeler olurken, Yunanistan tamamen çerçevenin dışında duruyor. Bir çivinin ucu kadar bile bir duvarda yeri yok.” ifadesiyle, uluslararası alandaki son gelişmelerin Yunanistan’ı nasıl etkilediği tartışılıyor. Yazıda, “Tüm oyunu Erdoğan oynuyor.” denilerek, Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç dengelerindeki etkisi vurgulanıyor. Bu durum, Yunanistan’ın da dikkate alması gereken bir faktör olarak ön plana çıkıyor.
Belki de sadece benim düşüncemdir, ancak Türkiye’nin artan rolü ve diplomatik etkinliği bölgedeki diğer ülkeleri nasıl etkileyecek, pek emin değilim. Türkiye’nin savunma sanayisindeki yükselişi ve Erdoğan’ın arabuluculuk rolüne olan ilgisi, uluslararası ilişkilerde yeni bir dinamizm yaratabilir. Ta Nea Gazetesi’nden alıntılanan ifadeler ise Yunanistan’ın dış politikada nasıl bir konumda olduğunu gözler önüne seriyor. Bu durum, Türkiye’nin bölgesel etkinliği karşısında Yunanistan’ın nasıl bir strateji izlemesi gerektiği konusunda soru işaretleri oluşturabilir. Sonuç olarak, bölgedeki güç dengelerinde yaşanan değişimler dikkate alınmalı ve ülkeler arasındaki ilişkilerin geleceği üzerinde derinlemesine düşünülmelidir.
