Vaniköy Kaçak Yapı Yıkımı Kararı – Güncel Durum Ve Detaylar
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın mühürlediği Vaniköy’de bulunan kaçak yapının yıkımı bugün gerçekleşiyor. İstanbul Çevre İl Müdürü Ejder Batur, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Vaniköy’de bulunan 7 parça yapının 2’sinin iskanlı olduğunu belirten Batur, diğer 5 yapının ise iskansız olduğunu ifade etti. İskansız yapılarla ilgili yıkım işlemlerinin başladığını belirten Batur, iskanlı olan kısımlarla ilgili de eklenti çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde izinsiz inşa faaliyetlerinin gerçekleştirildiği alandaki ruhsatsız, kaçak yapılar ve iskanlı yapıdaki eklentilerle ilgili yıkım faaliyetine başlandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü ekipleri, yasal düzenlemelere aykırı inşaat faaliyeti gerçekleştirildiği tespit edilen alana sabah saatlerinde geldi ve yıkım işlemlerine başladı.
Alandaki ruhsatsız, kaçak yapılar ve iskanlı yapıdaki eklentilerin yıkımına iş makineleriyle başlandı. Yapının bulunduğu alanda yapılan saha incelemesinde şu yapılar tespit edildi: “3 adet 2 katlı, 4 adet 1 katlı kısmen betonarme kısmen çelik konstrüksiyon taşıyıcı sistemli yapılar, 1 adet havuz yapısı, 1 adet güçlendirilmiş set yapısı, betonarme istinat duvarları, merdivenler, bahçe duvarları, bekçi kulübeleri, altyapı çalışmaları, yapı malzemeleri ve atıkları, doğal zeminde beton enjeksiyonu, kazı, dolgu, kademelendirme ve setler.”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yıkım çalışmalarının ardından olay yerine gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri de yıkım işlemlerine katıldı. İBB’nin de yıkım sürecine destek vermesiyle birlikte yıkım işlemleri hız kazandı.
Üsküdar Vaniköy’de Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yaşanan bu olayın detaylarına bakıldığında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın olayın üzerine hızla gitmesi ve yıkım işlemlerine başlaması dikkat çekiyor. İzinsiz inşaat faaliyetlerine karşı gösterilen bu kararlı tutum, hukukun üstünlüğünün korunmasına ve çevrenin korunmasına olan önemin altını bir kez daha çiziyor.
**Vaniköy’de Yıkım Süreci**
Vaniköy’de yaşanan kaçak yapı yıkımı süreci, bölgedeki izinsiz inşaat faaliyetlerinin tespit edilmesiyle başladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilgili ekipleri, yapılan incelemeler sonucunda alandaki ruhsatsız, kaçak yapıların yıkımına karar verdi. Bu kararın ardından iş makineleriyle yıkım çalışmalarına başlandı ve bölgedeki yapılar tek tek yıkılmaya başlandı.
Yıkım sürecinde özellikle Boğaziçi Doğal ve Tarihi Sit Alanı’nda bulunan yapıların korunmasına büyük önem veriliyor. Doğal zemin ve bitki örtüsüne zarar veren yapıların yıkımıyla birlikte, çevrenin ve tarihi sit alanlarının korunması hedefleniyor. Bu süreçte, hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin işbirliğiyle yıkım işlemleri titizlikle yürütülüyor.
Yıkım sürecinde Vaniköy’deki kaçak yapıların yanı sıra, iskanlı yapıdaki eklentiler de dikkate alınıyor. İskanlı olan kısımlarla ilgili de yapılan inceleme ve çalışmalarla, bölgedeki yapılaşmanın kontrol altına alınması ve çevreye zarar veren unsurların bertaraf edilmesi amaçlanıyor.
**İnşaat Faaliyetlerinin Durdurulması ve Yıkım Süreci**
Üsküdar Vaniköy’de Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde gerçekleştirilen izinsiz inşaat faaliyetlerinin tespit edilmesi sonrasında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilgili ekipleri harekete geçti. Yapılan incelemeler sonucunda, izinsiz inşaatın İBB’nin izniyle başlatıldığı tespit edildi ve inşaat faaliyetleri durduruldu.
Bu durum karşısında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekipleri, hazırladıkları tespit tutanağıyla ilgili yasal işlemleri başlattı. Doğal zemin ve bitki örtüsüne zarar veren inşaat faaliyetlerinin durdurulduğu ve yıkımın başlatıldığı belirtilen tutanakta, bölgedeki tüm inşai faaliyetlerin durdurulduğu vurgulandı.
Yapının bulunduğu alanın geçmişte organize suç örgütü elebaşı Adnan Oktar’a ait olduğu, daha sonra ise Rus işadamı tarafından satın alındığı ortaya çıktı. Bu durum, bölgedeki yapılaşmanın nasıl kontrolsüz bir şekilde ilerlediğini gösteriyor ve hukuki süreçlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
**İstanbul Çevre İl Müdürü’nün Açıklamaları**
İstanbul Çevre İl Müdürü Ejder Batur, Vaniköy’de gerçekleştirilen yıkım süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Batur, bölgede bulunan 7 parça yapıdan 2 tanesinin iskanlı olduğunu belirtirken, diğer 5 yapının iskansız olduğunu ifade etti. İskansız yapılarla ilgili yıkım işlemlerinin başladığını belirten Batur, iskanlı olan kısımlarla ilgili de eklenti çalışmalarının devam ettiğini aktardı.
Batur’un açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla, bölgedeki kaçak yapılaşmanın önüne geçmek ve çevreye verilen zararları en aza indirmek için hukuki süreçler titizlikle takip ediliyor. İskanlı binaların bakım onarım izni alabilme hakkına sahip olduğunu belirten Batur, bu süreçlerin hukuki çerçevede yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
**İBB’nin Suç Duyurusu ve Hukuki Süreç**
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Vaniköy’deki izinsiz inşaat faaliyetlerine ilişkin olarak suç duyurusunda bulundu. Boğaziçi İmar Şube Müdürlüğü’nün Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı suç duyurusunda, yapı sahibi Boris Borisenko hakkında yasal işlem yapılması talep edildi. Bu durum, izinsiz inşaat faaliyetlerinin ciddiyetini ve hukukun önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
İBB’nin suç duyurusu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yıkım süreci, bölgedeki kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesi ve çevrenin korunması adına atılan önemli adımlar olarak değerlendirilebilir. Hukukun üstünlüğünün korunması ve çevrenin sürdürülebilirliğinin sağlanması için bu tür adımların önemi büyük.
**Sonuç**
Vaniköy’de yaşanan kaçak yapı yıkımı süreci, hukukun üstünlüğünün korunması ve çevrenin korunmasına olan önemin bir kez daha vurgulanması açısından önemli bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın aldığı kararlar ve yıkım sürecinde gösterdiği kararlı tutum, çevrenin ve tarihi sit alanlarının korunması adına atılan önemli adımlar olarak değerlendirilebilir.
İBB’nin suç duyurusu ve yıkım sürecinde gösterdiği işbirliği, hukukun üstünlüğünün korunması ve çevrenin sürdürülebilirliğinin sağlanması adına önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Bu tür olaylarda alınan kararlı tutumlar, çevrenin ve tarihi sit alanlarının korunması için büyük önem taşıyor. Bu süreçlerin titizlikle yürütülmesi, çevrenin ve kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacak önemli adımlardan biri olacaktır.