Akdeniz’in suları her yıl daha da ısınıyor ve bu durum çevre ve ekosistem için endişe verici bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Geçen yıl rekor seviyede 28 derece olarak ölçülen deniz suyu sıcaklığı, bu yıl 12 Ağustos itibarıyla 32 dereceyi aşarak tarihi bir rekora imza attı. İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Barış Önol, bu durumu değerlendirirken “Gelecekte gezegeni paylaşmak çok daha zor olacak” dedi.
Doğu Akdeniz’de Rekor Sıcaklık
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün ağustos ayı ölçümlerine göre Adana Karataş’ta deniz suyu sıcaklığı 32,2 derece ile Doğu Akdeniz’de rekor düzeyde sıcaklık görüldü. Bu, bölgede daha önce görülmeyen bir sıcaklık seviyesi olarak kayda geçti. Ağustos ayı ölçüm sonuçlarına göre Mersin-Akdeniz Işıklı Şamandıra’da 31,9 derece, Mersin Yenişehir’de 31,6 derece, Hatay İskenderun’da 31,5 derece, Antalya Kemer’de 30,8 derece, Muğla Fethiye’de 30,8 derece, Antalya Alanya yeni yat limanı ana mendirek 30,7 derece, Antalya Muratpaşa’da da 30 dereceyi aşan noktalar oldu. Bu yüksek sıcaklık seviyeleri, Akdeniz’in genelinde ciddi bir ısınma trendi olduğunu gösteriyor.
Ekosistem İçin Büyük Tehlike
Geçen yıllarda 28 derecenin bile yüksek derecede ısınma olarak kabul edildiği Akdeniz için deniz suyu sıcaklıklarının 30 dereceyi aşmış olması, ekosistem için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Deniz canlıları, bitki örtüsü ve deniz ekosistemi bu tür yüksek sıcaklıklara uyum sağlamakta zorlanabilir ve hatta zarar görebilir. Akdeniz’de rekor düzeyde seyreden sıcaklıkların Ege, Marmara ve Karadeniz’de de benzer artışlara sebep olduğu biliniyor. Bu durum, sadece Akdeniz’i değil, Türkiye’nin genel deniz ekosistemini etkileyen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
İklim Değişikliği ve Deniz Suyu Sıcaklığı
Deniz suyu sıcaklıklarındaki bu artışın temel nedeni olarak iklim değişikliği gösteriliyor. Dünya genelinde yaşanan hava değişiklikleri, deniz seviyelerinin yükselmesi ve sıcaklık artışları, denizlerin de ısınmasına neden oluyor. Bu durum, deniz ekosistemlerini derinden etkileyerek deniz canlılarının yaşamını tehdit edebilir. Özellikle Akdeniz gibi sıcak ve tuzlu bir denizde yaşayan canlılar, bu tür değişikliklere daha fazla duyarlı olabilirler. Bu nedenle, iklim değişikliği konusunda acil önlemler alınması ve sıcaklık artışının kontrol altına alınması gerekmektedir.
Deniz suyu sıcaklıklarındaki artışın ekosistem üzerindeki etkileri incelenmeli ve bu konuda bilimsel çalışmalar desteklenmelidir. Ayrıca, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar da bu konuda ortak politikalar oluşturarak deniz ekosistemlerini korumaya yönelik adımlar atmalıdır. Akdeniz gibi önemli bir deniz ekosisteminin korunması, sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın sorumluluğu altındadır.
Deniz suyu sıcaklıklarının artışı, balıkçılık sektörünü de olumsuz etkileyebilir. Sıcak su balıklarının göç yollarını değiştirebileceği ve soğuk su balıklarının yaşam alanlarının daralabileceği düşünülmektedir. Bu durum, balıkçılık sektöründe ciddi sorunlara yol açabilir ve ekonomik kayıplara neden olabilir. Bu nedenle, deniz suyu sıcaklıklarının artışı konusunda balıkçılık sektörünün de dikkate alınması ve gerekli önlemlerin alınması önemlidir.
Sonuç olarak, Akdeniz’de deniz suyu sıcaklıklarının rekor seviyelere ulaşması, çevre ve ekosistem için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu durum, iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin etkilerinin net bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda bilinçli politikalar ve önlemler alınmadığı takdirde, deniz ekosistemleri ve balıkçılık sektörü ciddi zararlar görebilir. Bu nedenle, hem bireysel olarak hem de toplumsal olarak bu konuya duyarlı olmalı ve çözüm odaklı adımlar atmamız gerekmektedir.