Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede EUROFIGHTER uçaklarının Türkiye’ye satılması konusu ele alındı. Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya’nın ortak olduğu konsorsiyum tarafından üretilen EUROFIGHTER uçakları için teknik görüşmelerin yapılmasına Almanya’nın onay verdiği belirtildi.
Türkiye’nin F-16 uçaklarının yerini alması amacıyla EUROFIGHTER uçaklarını satın alma süreci devam ediyor. İtalya, İngiltere ve İspanya’nın olumlu yaklaşımına karşın Almanya’nın satışa sıcak bakmadığı biliniyordu ancak son dönemde olumlu bir tutum sergilemeye başladı. Bu durum, EUROFIGHTER’ların Türkiye’ye satışı için umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.
Uçakların bakımı ve pilot eğitimleri konularında süren görüşmelerin ardından şimdi alım süreci için onay bekleniyor. EUROFIGHTER uçaklarının Türkiye’ye satılması durumunda ilk etapta 40 adet uçak alınması planlanıyor. Bu uçaklar İngiltere’de üretilecek ve Türkiye’ye gönderilecek. Alım sürecinin hızlı ilerlemesi halinde 2-3 yıl içinde ilk parti EUROFIGHTER uçaklarının teslim alınabileceği tahmin ediliyor.
Ancak EUROFIGHTER uçaklarının Türkiye tarafından kullanımı konusunda bazı şartlar da gündeme getirildi. Ege’de Yunanistan’a ve Suriye’de PKK’ya karşı kullanılmaması şartı öne sürüldü ancak Milli Savunma Bakanlığı tarafından bu iddialar yalanlandı. Almanya’da EUROFIGHTER konusunu olumsuz algılamaya çalışan bazı kesimlerin bulunduğu belirtiliyor.
Türkiye ve Almanya arasındaki EUROFIGHTER anlaşmasının Almanya’daki seçim sürecine malzeme olmaması için konunun yılbaşına kadar netlik kazanması bekleniyor. EUROFIGHTER uçaklarının Türkiye’ye satılması durumunda yaklaşık 5-6 milyar euroluk bir maliyetin söz konusu olacağı belirtiliyor.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin hava savunma kapasitesini güçlendirmesi ve ulusal güvenliğini arttırması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. EUROFIGHTER uçaklarının Türkiye’ye teslim edilmesi durumunda Türk Hava Kuvvetleri’nin operasyonel kabiliyetinin artacağı ve uluslararası arenadaki etkinliğinin güçleneceği öngörülüyor. Bu sürecin Türk-Alman ilişkilerine de olumlu yansımaları olması bekleniyor.