Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrine Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell destek verdi. Borrell, UCM kararının siyasi olmadığını vurgulayarak, bu emrin saygıyla karşılanması gerektiğini belirtti.
Gazze’deki trajedinin sona ermesi gerektiğini dile getiren Borrell, UCM’nin kararının bir mahkeme tarafından verildiğini ve bu nedenle uygulanması gerektiğini vurguladı. UCM’nin I Nolu Ön Yargılama Dairesi, Netanyahu ve Gallant hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkarmıştı.
Bu karara destek verenler arasında yer alan Borrell, Gazze’de yaşanan trajedinin sona ermesi için gereken adımların atılması gerektiğini belirtti. İsrail hükümetinin ve yetkililerinin uluslararası hukuka saygı göstermesi gerektiğini vurgulayan Borrell, bu tutuklama emrinin adaletin yerini bulması açısından önemli olduğunu ifade etti.
Gazze’deki durumun hassaslığını ve aciliyetini vurgulayan Borrell, uluslararası toplumun bu konuda birlik içinde hareket etmesi gerektiğini dile getirdi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının durdurulması ve barışçıl bir çözüm bulunması gerektiğini belirten Borrell, UCM kararının bu süreçte önemli bir adım olduğunu söyledi.
Borrell, İsrail hükümetine ve yetkililerine UCM kararına saygı gösterme çağrısında bulunarak, uluslararası toplumun adaletin sağlanması ve savaş suçlarının hesabının sorulması konusunda kararlı olduğunu belirtti. Gazze’deki trajedinin sona ermesi ve bölgede barışın sağlanması için gerekli adımların atılması gerektiğini vurgulayan Borrell, UCM kararının bu yönde bir adım olduğunu ifade etti.
Sonuç olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrine destek veren Josep Borrell, Gazze’deki trajedinin sona ermesi ve adaletin sağlanması için uluslararası toplumun birlik içinde hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Bu tutuklama emri, savaş suçlarına ve insanlığa karşı işlenen suçlara karşı caydırıcı bir adım olarak değerlendirilmektedir.