İran’ın en üst düzey liderlerinden Ayetullah Hamaney, Miraç Gecesi dolayısıyla Tahran’daki konutunda bir araya geldiği İslam ülkelerinin diplomatik temsilcilerine dikkat çeken bir uyarıda bulundu. Hamaney, yaptığı konuşmada İsrail’in Gazze ve Lübnan’da işlediği soykırım ve savaş suçlarına vurgu yaparak, ABD’nin bu süreçteki desteklerini sorguladı.
Gazze ve Lübnan’daki olaylara değinen Hamaney, “Gazze, tepeden tırnağa silahlanmış ve ABD tarafından tam olarak desteklenmiş olmasına rağmen Siyonist rejime diz çöktürdü.” ifadelerini kullandı. Ayrıca Lübnan’da Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah’ı kaybetmesine rağmen İsrail’e karşı koymayı başardığını belirtti. Bu yorumlar, bölgede yaşanan gerilimleri ve çatışmaları daha da karmaşık hale getirirken, Hamaney’in uyarıları dikkat çekici bir boyut kazandı.
İran’da hükümet yetkilileri arasında ABD ile müzakereler konusunda istekli açıklamalar yapılırken, Hamaney bu duruma temkinli yaklaştı. Amerikalıların samimi görünümlerinin ardında kötü niyetlerin yattığını savunan Hamaney, “Gözlerimizi açmalı ve kiminle muhatap olduğumuza, etkileşimde bulunduğumuza ve konuştuğumuza dikkat etmeliyiz.” şeklinde uyarılarda bulundu. Bu tür açıklamalar, İran’ın dış politikada nasıl bir tutum izleyeceği konusunda da bir belirsizlik oluşturdu.
Son zamanlarda ABD ile nükleer müzakerelerin gündeme gelmesi, Tahran’da farklı yaklaşımların ortaya çıkmasına neden oldu. Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi gibi üst düzey hükümet yetkilileri, yaptırımların kaldırılması için ABD ile işbirliğine hazır olduklarını belirtti. Ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın, İran ile nükleer anlaşmanın mümkün olduğunu söylemesi, süreci daha da karmaşık hale getirdi. Bu durum, İran’ın içinde bulunduğu hassas dengeleri sarsarken, bölgede yaşanan gerilimlerin artmasına da neden olabilir.
Ayetullah Hamaney’in uyarıları ve İran’ın dış politikadaki belirsizliği, bölgede yaşanan gerginlikleri derinleştirirken, uluslararası ilişkilerde de yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Bu sürecin nasıl şekilleneceği ise önümüzdeki günlerde netlik kazanacak gibi görünüyor. Bu noktada, İran’ın ve bölgenin geleceğine dair belirsizliklerin devam ettiğini söylemek yanlış olmaz.
İran’ın dış politikadaki bu değişimler, bölgede ve dünya genelinde pek çok soruyu beraberinde getirirken, uluslararası toplumun da bu süreçte nasıl bir tutum izleyeceği merak konusu. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, bölgedeki dengeyi değiştirecek gibi görünüyor. İran’ın ve bölgenin geleceği konusundaki belirsizlikler ise devam ediyor.