news-16112024-163040

Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, İsrail ordusu, ülkenin güneyindeki arama kurtarma çalışmaları sırasında sağlık görevlilerini doğrudan hedef aldı. Sur kentine bağlı Burc Rahal’de İslami Çağrı Keşşafe Derneğine bağlı bir sağlık görevlisi, bir yaralıya müdahale ederken İsrail tarafından doğrudan hedef alınarak öldürüldü. Nebatiye’ye bağlı Kefr Tibnit’te gerçekleştirilen bir kurtarma operasyonu sırasında da İslami Sağlık Kurumuna bağlı sağlık ekipleri İsrail saldırısının hedefi oldu. Bu saldırıda bir sağlık görevlisi hayatını kaybederken, 4 sağlık görevlisi yaralandı. Ekipte yer alan 2 sağlık görevlisi ise hala ulaşılamadı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, sağlık görevlilerinin hedef alınmasını kınayarak uluslararası topluma İsrail’in uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiği konusunda harekete geçme çağrısında bulundu. Bakanlık, daha önce yaptığı açıklamada, İsrail’in 8 Ekim 2023’ten bu yana Lübnan’a düzenlediği saldırılarda 208 sağlık çalışanının yaşamını yitirdiğini, 311 sağlık çalışanının ise yaralandığını duyurmuştu.

Bu tür saldırılar uluslararası toplumda geniş kınama ve tepkilere yol açmaktadır. İsrail’in sağlık görevlilerini hedef alması, insani yardım faaliyetlerinin engellenmesine ve sivillerin korunmasına yönelik uluslararası çabaları zayıflatmaktadır. Bu olaylar, savaş ve çatışma ortamlarında sağlık çalışanlarının karşılaştığı riskleri bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Uluslararası toplumun, İsrail’in bu tür saldırılarını durdurmak ve uluslararası hukuka saygı göstermesini sağlamak için gerekli adımları atması gerekmektedir. Sağlık çalışanlarının tarafsızlık ve bağımsızlık prensiplerine saygı gösterilmesi, insani yardım faaliyetlerinin engellenmemesi ve sivillerin korunması için uluslararası toplumun ortak bir çaba içinde olması önemlidir.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, bu tür saldırıların bir an önce son bulmasını ve sağlık çalışanlarının güvenli bir şekilde görevlerini yapabilmesini temenni etmektedir. Sağlık görevlilerinin korunması, insani yardımın etkin bir şekilde sürdürülebilmesi ve sivillerin zarar görmemesi, uluslararası toplumun ortak sorumluluğudur. Bu tür saldırıların bir daha yaşanmaması için gerekli adımların atılması, barış ve istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.