Öğretmen, Enkaz Altında Kızını Unuttu ve Kurtarmak İçin Arama-Kurtarma Görevine Katıldı
Konya’nın Selçuklu ilçesinde 2 Şubat 2004 tarihinde gerçekleşen Zümrüt Apartmanı faciası, yıkılan binanın enkazında mahsur kalanları kurtarmak için gönüllü olarak arama çalışmalarına katılan Beden Eğitimi Öğretmeni Cem Canbaz’ın hikayesi yürekleri dağladı. O, 2 yıl önce Türkiye’yi derinden sarsan deprem felaketine kayıtsız kalamadı ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerde gönüllü olarak arama-kurtarma çalışmalarına katıldı.
Cem Canbaz, profesyonel bir arama-kurtarma uzmanı olan Konya Dağcılık Arama Kurtarma Kulübü üyesi olarak felaketin yıl dönümünde yaşadıklarını paylaştı. Son olarak, 24 Ocak’ta Konya’da 4 katlı bir binanın yıkılması sonucu enkaz altında kalanları kurtarmak için arama-kurtarma çalışmalarına katılan Canbaz, 6 Şubat’ta Hatay’da da görev aldığını ifade etti.
Bir Baba, Bir Öğretmen ve Bir Kurtarıcı
Öztekinler Kız Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğretmenlik yapan Cem Canbaz, enkaz altında bir insanı canlı çıkarmakla yaşanan duyguları tarif ederken, “Enkaz çalışmalarında belki o kadar fazla etkilenmiyoruz. Onu kaldırabiliyoruz ama sonrasında tabii çok fazla üzüyor. 6 Şubat çok zordu. Konya’dan hemen aynı gece yola çıktık. Bütün şehir yıkılmıştı, çok kötüydü. Hangi enkazda nasıl çalışacağımızı bilemedik. Bütün enkazlardan ses geliyordu” dedi.
Canbaz, enkaz altında kalanları kurtarırken yaşadığı anları şöyle anlattı: “Reyhanlılı iki tane çiftçi kardeşimiz ekipman ile gelmişler. Orada Bilal ve annesini kurtardık. Hatta teyzemizin saçları kolonlara sıkıştığı için saçlarını keserek kurtarmak zorunda kalmıştık.”
Deprem Gerçeği ve İnsani Dayanışma
Deprem gerçeğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Canbaz, “Dünya tarihinin en büyük felaketi Kahramanmaraş depremidir, Hatay’dadır. 7 Şubat’ta Hatay’ı unutmayalım. Deprem gerçeğini unutmayalım. Depremzede kardeşlerimizle lütfen ilgilenelim, hiç unutmayalım. Yüce devletimiz her zaman herkesin ve her şeyin yanında. Ama bizler de vatandaş olarak, iş adamları, sivil toplum örgütleri, vakıflar, dernekler ve bireysel olarak da hepimiz her şeyi yapabiliriz. Birlikten kuvvet doğar. Damlaya damlaya göl olur. Türk milleti bir araya geldiğinde okyanus olur” ifadelerini kullandı.
Canbaz, enkaz altında yaşanan zorlu mücadeleyi şöyle anlattı: “Birçok kez üstümüze enkaz yıkıldı. Diri diri mezara giriyorsunuz. Arama kurtarma işinde bizler, kendi hayatını hiçe sayan, kendi hayatını hiç önemsemeyen, fakat zor durumda kalan bütün canlılara yardım eden kişileriz. 10 yaşında kızım, Nehir Berracan var. Enkaz içerisindeyken 10 salise bile aklıma gelmedi. Çünkü orada başka Nehirler kurtarılmayı bekliyordu. Anneler, çocuklar, babalar, dedeler, neneler. Anneler, babalar evlatsız, evlatlar annesiz, babasız kaldılar.”
Canbaz’ın bu sözleri, sadece bir öğretmenin değil, bir baba ve kurtarıcının yürekten gelen duygularını yansıtıyor. Öğretmenlik mesleğinin ötesinde insanlık onuru ve insan sevgisiyle dolu bir ruh…